Depresyon, anksiyete bozuklukları, panik atak ya da obsesyon… bunların hepsini daha önce duyduk ya da yaşadık. Fakat öyle rahatsızlıklar var ki insanların mustarip olduğu, bu hastalıkları duyunca çok şaşıracaksınız ve bazen de tüyleriniz diken diken olacak.

Gelin bu garip hastalıklara bir göz atalım.

MİKROPSİ YA DA MAKROPSİ

Bunu yaşayan kişilerde ilk olarak görülen belirtiler, vücutlarındaki bazı uzuvların ve bölümlerin boyutlarında ve şekillerinde değişiklik görmeleridir. Bu karmaşık olay, kişide son derece korkunç anlar ve dönemler yaşatır ve kişiyi panik haline sokar. İmgelerde ve görüntülerde, hatta mekan ve zaman algısında karmaşa yaşayan bu bireylerin vakit kaybetmeden uzman hekimden yardım alması gerekir. Aksi halde durum, tabiri caizse “delirmeye” kadar varabilir. Bu hastalığı tetikleyen başlıca etmenler ise migren, beyinde bulunan bir tümör ya da uyuşturucu kullanımı sonucu meydana çıkabilir. Alice Harikalar Diyarında olarak da adlandırılan bu sendromun en iyi tedavisi bol bol dinlenmektir.

PARİS SENDROMU

Bu sendrom ilk olarak Fransa’nın başkenti Paris’i ziyaret eden Japon turistlerde görülmüştür. Bu turistlerde kültür şokuna bağlı olarak ruhsal ve fiziksel patlamalar meydana gelebilir. Aşırı ve kontrolsüz öfke hali ya da halüsinasyon görme durumları yaşayabilirler. Bu durum, yalnızca Paris’i ziyaret eden bireylerde değil, dünyanın başka yerlerine giden Japonlarda da görülmüştür. Her sene, Paris’i ziyaret eden 6 milyon turistten yalnızca 20’sinde görülen bu hastalıkta kişi, dil konusunda şok yaşar, idealizasyon içine girer, fiziksel ve duygusal olarak aşırı yorgunluk ile öfke patlamaları yaşar.

ÇÖZÜLMELİ FÜJ

Bu rahatsızlığa sahip kişiler, anın ve kendilerinin farkında olmadan tabiri caizse ordan oraya boş ve başıboş dolaşırlar. Bulundukları yere nasıl geldiklerine dair bir fikirleri yoktur. Gerçeklikle olan algılarını yitirirler. Ağır duygusal travmalar yaşamış olmak, belli bir takım ilaçların kullanımı, uyuşturucu ya da fiziksel ve ruhsal yorgunluk bu durumu tetikleyebilir. Birden fazla şekilde bu durumu yaşayan bireylerin derhal bir hekime başvurması gerekmektedir.

DİYOJEN SENDROMU

Bu hastalık ismini ünlü filozof Diyojen’den almaktadır. Diyojen (MÖ 412) Sinop ilimizde doğan, son derece alaycı ve sade yaşayan biriydi. Felsefesi ise sade ve doğa ile uyumlu bir yaşam, erdemli olmak ve tüm tutkuları (zenginlik, şan, şöhret vs) reddederek bir yaşam sürmektir. Atina’nın sokaklarında bir şarap fıçısı içinde yaşadığı söylenmektedir ve Büyük İskender ile yaşadığı şu atışma ile bilinir. Büyük İskender, Diyojen’e “Bana ne istersen söyle!” der. Diyojen ise o ünlü cevabı verir: “Gölge etme, başka ihsan istemem!”

Bu hastalıkta ise kişi, daha çok yaşlılar ya d demans hastaları, kendilerini sosyal çevreden izole ederler. İnsanlarla bağ kurmak istemezler ve bazı durumlarda çöp toplama ve biriktirme isteği duyabilirler.

PARAMNEZİ (ÇARPIK ANIMSAMA)

Bu hastalığa sahip kişiler, bir mekanın bir kopyasının yapılmış olduğuna inanırlar. Paramnezi hastası birey, bulunduğu ortamın kopyalandığını, aynı mekanın bir başka yerde daha var olduğuna inanabilir. Paralel evrenlerin içindeymişçesine bir deneyim hali yaşarlar.

COTARD SANRISI

Daha çok şizofreni ve psikotik depresyon hastalarında görülen bu rahatsızlık, kişiyi ölü olduğunu, organlarının yok olduğunu ve vücudunun çürümekte olduğu düşüncesi ve sanrıları ile ortaya çıkar. Bu hastalıkta kişi, var olmadığı düşüncesi içerisindedir.

CAPGRAS SANRISI

Bu rahatsızlık, şizofreni hastalığına sahip bireylerde, demans hastalarında, başına darbe almış kişilerde ya da epilepsi hastalarında görülebilir. Kişi, yakınındaki bir kişinin yerine, ona çok bezeyen bir sahtekarın geçtiğini düşünür.

FREGOLI SENDROMU

Bu durum, Capgras sanrıları yaşayan kişilerin tam tersi bir duruma sahiptir. Bu sendromu yaşayan kişiler, başka başka insanların görünüşlerini değiştirebildiğine inanır. Bu insanlar farklı kişiler gibi davranan aynı insanlardır.

EROTOMANİ

Bu hastalığa sahip kişiler, birilerinin onlara aşık olduğunu ve bunu belli başlı yollarla onlara söylemeye çalıştıklarını düşünürler. Medya vasıtasıyla işaretler, telepatik yollarla ya da gizli sinyaller ile hayranlarının onlara bunu söylemeye çalıştıklarına inanırlar. Aşık olduğuna inandığı kişi ona “hayır” dese bile kişi, bunu bir mesaj olarak algılar ve toplumdan gizlemeye çalıştığı gibi varsayımlarda bulunur. From the Land of the Moon filminde de işlenmiş bu hastalık, uzun ve acil tedavi gerektiren bir rahatsızlıktır.

ADELE SENDROMU

Bu hastalığın belirtileri derin bir depresyon hali gibi görünse de çok daha tehlikeli bir boyuta varabiliyor. Kişi kendini aldatmaya çalışır, kendine zulmeder ve arkadaşlarına ve çevresine karşı aşırı fedakardır. Bunun yanı sıra kendini olmayacak konularda umutlandırır. Kişide ilgi kaybı mevcuttur. Çevreden gelen tavsiyeler kulak asmaz ve dikkatsiz ve aşırı eylemler içine girebilir. Bu sendromla ilgili Adele H’nin hikayesi adlı bir film de yapılmıştır.

KRİPTOMNEZİ

Genelde sanatla uğraşan kişilerde, beste yapanlarda gelişen bir hastalık bu. Birey, daha önce var olan bir fikri kendinin zannediyor ve daha önce bu eserin bir başkası tarafından yapıldığını hatırlamıyor ve bunu kendi fikri zannediyor.

PARAFRENİ

Bu tip hastalığa sahip kişiler, kendilerini dünyanın yöneticisi gibi görme eğilimdedir. Aynı zamanda ölümsüz olduklarını iddia ederler. Bunun en büyük örneği ise, büyük yazarların kitaplarını, takma isimle kendilerinin yazdığını savunmalarıdır. Bu hastalık, genellikle yaşlılık döneminde görülür.

QUASIMODO SENDROMU

Bu hastalığa sahip kişiler, bedenlerde olmayan bir hastalığı varmış gibi yaşarlar. Bireylerin genelde ciltlerinde, göz, burun ve yüzlerinde küçük bir kusur olması, bu hastalıktan dolayı çok büyük bir olaymış gibi algılamalarına neden olur. Bu kişiler, bu bölgeleri takıntılı bir halde ve devamlı olarak aynada incelerler. Bu hastalığı yaşayan kişilerin yaklaşık olarak üçte biri kendilerini eve kapatırlar ve dış dünya ile bağlarını keserler. Beşte biri kadarı da intihar girişiminde bulunurlar. Bu rahatsızlığın başlangıç yaşı 15 ila 20 yaş arasındadır ve özellikle ergen bireylerin yüzde 50’sinde Quasimodo Sendromu belirtileri gözlemlenmiştir.

MÜNCHAUSEN SENDROMU

Bu sendroma ismini veren kişi, 18.yüzyılda yaşamış ve yalancılık özelliği ile bilinen Alman bir barondan geliyor. Zamanında Osmanlı – Rus savaşları patlak verdiğinde, memleketine dönen baron, savaş sırasında kahramanlık yaptığı palavralarını anlatır insanlara ve sonunda bunların birer yalan olduğu ortaya çıkar. Bu hastalığa bu ismi veren ise doktor Richard Asher. 1951 yılında bu ismi alan hastalık, o dönemlerde hastane hastane dolaşan bir grup hastayı temsilen koyulmuştu. Hastaların en belirgin özelliği, belli bir rahatsızlığa sahip olmamalarına rağmen, varmış gibi davranmaları ve tedavi edilmek istemeleri. Bu hastalığı en ilginç kılan özellik ise; hastaların kendilerinde bir sorun varmış gibi göstermeleri için hiçbir acıdan sakınmayarak kendilerine zarar verme eğiliminde olmaları.

TRİKOTİLOMANİ: SAÇ KOPARMA HASTALIĞI

Bu hastalığa sahip kişiler, vücutlarındaki kıllar, kaşı ve özellikle saçı koparma isteği içindedirler. Bu durum kellik oluşuncaya kadar devam edebiliyor. Hastalar, saç ve kıl koparmanın bir acı vermediğini, aksine büyük keyif aldıklarını söylüyor. Bu sendroma “dürtü kontrol bozukluğu” adı veriliyor. Kişi, bu eylemi yaparken ona müdahale etmek gerilimlere yol açabiliyor. Bu hastalığa sahip kişiler, stres ve gerginlik hissettiklerinde bir rahatlama metodu olarak saç koparmaya başlar ve rahatlama hissi içine girerler.